^^

25 Ocak 2013 Cuma

biraz sessizlik.



Kız sustu.O, hep susardı zaten.Suskunluğunu bölmeden, tekrar sustu.Susana kadar sustu.Hıncını çıkarana kadar..
          Kulaklarının içinden geçip, tüm bedeninin irkilmesini sağlayan müzik bitince de sustu. Susup uyudu,susup içti,susup ağladı, susup yazdı.
          O hep yazardı zaten. Yine yazdı. Çaresizliğini yazdı.İçinde yeşeren son umutları ezip, meze yaptı ve yazdı.Göz yaşlarını silerek, suskunluğunu bozmadan yazdı.
         Telefon çaldı, kapı kırıldı, bilet yandı, son nefesini verdi belki de. Ama umurunda değildi.Çünkü susmuştu bir kere.
          Yazarken hatırladı. Kendisi gülümsüyordu. O gülümsüyordu. Gülümsüyorlardı. Bunu da yazdı. Konuşmayacaktı; bu yüzden yazdı.

     Kek yiyorlardı, geziyorlardı, kitap hakkında konuşuyorlardı, sinemaya gidiyorlar, piknik yapıyorlar, kavga                          ediyorlar, bağırıp çağırıyorlar, iki gün kavgalı gezip yine birbirlerini buluyor ve sarılıyorlardı.Bunları da yazdı.Kız durmadan hatırlıyordu.Durmadan ağlıyor ve durmadan yazıyordu.
         Tekrar sustu. Hiç konuşmamıştı zaten.Olsun,yine sustu. Kalemi elinden bıraktı, cama çıktı. Nefes aldı. Akan rimelleri yüzünü boyamıştı. Önemsemedi. Oysa ne umutlarla sürmüştü kirpiklerine. O farkedip beğenecekti. Fark etmedi. Oysa, kız onun saçlarını bugün farklı tarafa yatırdığını bile fark etmişti. Gözlerini kaçırdığını da. Kız bunların olacağını da fark etmişti.
      Zavallı kız yine ağladı. Hıçkıra hıçkıra, susarak. Olduğu yerde çöktü. Hasta olacaktı. O, önceleri hasta olmasına dayanamazdı. Lanet olsun diye düşündü. Bak, yine hatırlamıştı onu.
      Onu kullandığını fark etti. Sustu ve yazdı. Bir kez saha yazdı. Bir kez daha... Müzik kim bilir kaçıncı defa başa sarmıştı. Önemsemedi. Artık hiç bir şeyi önemsemeyecek kimseye de kanmayacaktı.
      Çünkü kız çok kanmıştı bu oğlana. Seni seviyorum dedi; kandı. Biz hiç ayrılmayacağız dedi; kandı.Gözlerine baktı sadece; yine kandı.
      O, hep kanardı zaten, bunu fark etti. Yine yazdı. Yine ağladı. Yine sustu.
    Evet o susmuştu.Susuyordu.Susacaktı da. Yeniden konuşmaya cesaret edene kadar susmaya devam etti.

7 Ocak 2013 Pazartesi

babam...


Babam...
Üzerimde sayısız emeği geçen, yaptığım her şeye rağmen beni seven adam. Adam gibi adam! Birbirimize çok sinirlenebiliriz elbet ama her zaman birbirizi anlarız biz. Ve o hiç bir zaman sebepsizce ceza vermedi bana, kızmadı, bağırmadı!
Babam, beni dünyaya hazırlayan en önemli faktör, ilk ve son gerçekçiliği gösteren insan.
O herzaman haklıydı sebepsizce. Boku yiyen ben olurdum. Sonra onu üzerdim. O anlardı. Bana kızardı, bağırırdı falan ama içten içe ağlayabildiğini görebiliyordum ben gözlerinden.
Babam...
Babamın bunu okumayacağını bildiğimden yazıyorum bu satırları. Eğer bunları okuyacağını bilsem yazmam. Okursa, yalakalık olur bu. Babam; yalakalığı hiç sevmez.
Babam, ağlayan insanları, yalan söyleyenleri de sevmez. Özellikle de beni bu durumlarda sevmez. Kim yalancı bir insanı sevebilir ki!
Babam bazen bu durumlarda bile sevebilir derinlerinde. 
Ağlamama dayanamaz. Beni omuzlarından tutup göğsüne yaslardı. Zaten ben de fazla ciddi olamaz çabuk susar ve gülerdim.
Babam, beni en iyi tanıyan insan. Her zaman, her durumda...
Babam, en fedakar insan... Onca zor durumu arasında bizim için adeta savaştı diyebilirim!
Babam, gerçekçidir. Hiç birimizi, kendini boş hayallere sürüklemeye bırakmaz. Acı çekmememizi isteyen ilk insandır o çünkü. Bazen can yakıcı olacak kadar gerçekçidir. Sinir bozacak kadar... Bu konuda ona çekmişim ama bendeki olay terzinin söküğü misali...
Sadece gerçekçilik konusunda mı çekmişim babama? yoo, hayır bayım. Ben kan grubuma kadar babama çekmişim. Tek farkımız, cinsiyetlerimiz. O kadar benziyorum ki ona, iliklerime kadar. Attığım adımdan, aldığım nefesten , yutkunmama kadar. İliklerime kadar babamım ben!
Babamı çok kırdım. Babamı çok üzdüm. Söz verdim sözümde durmadım ve onu sayısız hayal kırıklığına uğradım. Allah belamı vermesin benim, kıracak adam mı lan benim babam! Bunları hak edecek adam mı?!
Babam, gördüğüm en iyi insan... Bunlara rağmen, bana benim kendime ettiğim lanetlerden birini bile etmedi. Beddua okumadı.
Babam, karşısında baş eğmemi de istemedi en nihayetinde. Bu durumda olmamayı belki de en çok o istemedi.
Babam...
Üzerimde sayısız emeği geçen, yaptığım her şeye rağmen beni seven adam. Adam gibi adam!

4 Ocak 2013 Cuma

Şşşşşsh! Aramızda.

                   Bir bok yiyorum su aralar.
Korkuyorum da.
Sevmek değil de sevilmek daha zor onu fark ettim.
 Hislerin silikleştiği vakit sen eğer onun gibi değilsen kötü oluyorsun.

Başka biri yok, olamaz da demek bir kaç harf.
Özlü fısıltı.
Büyük konusmak.

İnsanların korkup yapamadığı şeyleri yaparsan;
ya taparlar,
ya da aşağılarlar.

Kimse bilmesin o zaman.
Bir sen,
Bir ben.
Anlaştık mı?