^^

21 Ocak 2014 Salı

Kahramanım, Nazım

Benim çocukluğumun bir kaç kahramanı olmuştu.
Şimdiki kavgalara kulak asmam ben mesela bana minicikken öğretildi Peygamber sevgisi de, Atatürk sevgisi de fazlasıyla. Bir de 10 yaşıma yeni basmıştım, annem Nazım Hikmet'in şiir kitabını aldı bana. Kitabı elime doğru uzatırken tembihlemişti;
 "Biri sorarsa sen sadece şiirlerini seviyorsun."
10 yaşındayım, pek anlamlandıramıyorum sözlerini, neden kendisini sevmeyeyim?
Annem açıklamadı bana bir süre, ben elime geçen parayı biriktirip kitaplarını toparladım ordan burdan. Bunun sebebini 2-3 sene kadar sonra öğrendim. Yine annemin arkadaş ortamının içinde, konuşulan konu ise okunulan kitaplar, şairler, yazarlar ... Benim gözlerim fıldır fıldır haliyle. Nazım Hikmet diye bağırmak istiyorum onlara. Çantamın içine sıkıştırılmış kitaba göz ucuyla bakıyorum ama almaya cesaret edemiyorum. En sonunda 
"Nazım Hikmet de iyi şair." dedim. Sessizce suratıma bakan kadınların gözlerinde tek tek gezerken "Okudunuz mu?" diye de ekledim. Hatice abla vardı bir tane, tebessüm etti, 
"Yaşın biraz küçük değil mi okumak için?"
"Yoo, aklım gayet eriyor." dedim hırçınlıkla biraz. Hatice abla bana beni kırmadan anlatmak istiyordu,
"Onun vatan haini olduğunu biliyor musun peki canım?" Başımı çevirip anneme baktım.
"Vatan haini ne demek?"  Her kafadan bir ses; ülkesinin yasalarına uymayan, ülkesini ezen, sevmeyen vs. yüzlerce şey uçuştu havada. Adını hatırlamadığım tombul bir kadın, ülkeden sürgün edildiğini söyledi. Kötü bir insan olmasa ülkeden sürgün edilir miymiş? 
Aklım karıştı sustum bir süre. Ülkesini sevmeyen, ezen bir insan neden ülkesi üzerine böyle bir aşkla bu kadar şiir yazsın?
Biraz da annemden korkarak bir şey daha demeden baş salladım kabullenir gibi.
Eve gidince anneme patladım Nazım Hikmet öyle biri değil o muhteşem biri!
Annem yorgunlukla iç geçirdi zamanla anlayacağımı söyledi.
O yıl Cemal Süreya, Attila İlhan, Turgut Uyar, Necip Fazıl ve nicesini okudum. Aradan zaman geçti büyüdüm demeli biraz da. Yüzlerce şiir, yüzlerce öykü okudum. Binlerce sanatkarın sanatını tattım. Yetmedi Nazım Hikmet davalarını inceledim, hakkında yazılan kitapları karıştırdım, üzerine konu olan filmler izledim. O vatan haini ardından neden yazılar yazıldığını, neden şiirlere konu olduğunu, filmler çekildiğini anlamadım. Vatan hainiyse olmazdı bunlar. Ya insanlar salaktı  ya ben. Ama Nazım Hikmet'in öyle biri olduğuna bir an bile inanamadım. Romantik Komünistdi ve benim çocukluğumun kahramanıdır kendisi. Mavi gözlü devdi. Muhteşem biri değildi, hataları vardı herkes gibi. 
Kısacası, zaman da geçti, ben de büyüdüm ama anlamadım anneciğim.
Teşekkürler onu bana tanıttığın için.

Ben bir insan, 
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet 
ben tepeden tırnağa insan 
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...


Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum, 
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.


Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem 


zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin 

daha güzel günler için savaşından, hem bir tek 

insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak 

istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan 
bahseden şiirler yazmak istiyorum.

                                                                            Nâzım Hikmet

14 Ocak 2014 Salı

Müzik de olmasa!



Yanımda kal tam şuramda
Mühürlenmiş korkular yaram fena
Yanımda kal tam şuramda
Ağlaşıyor hatıralar koynumda
Yalnızlık simsiyah bir yangın
Buymuş yasası insanın
Kalbimin içinde senden önce ne vardı?
Kar kapatmış yine yolları
Mutluluğun tek kanıtı aşk mı?
Yanımda kal tam şuramda
Bir dua saklı imkansız ufkumda
Yalnızlık simsiyah bir yangın
Buymuş yasası insanın
Kalbimin içinde senden önce ne vardı?
Yalnızlık simsiyah bir yangın
Buymuş kaderi insanın
Kalbimin içinde senden önce ne vardı?
Kar kapatmış yine yolları
Mutluluğun tek kanıtı
Ruhumun anladığı bir tek aşk m


Müzik iyi ki var!
Ya olmasaydı?
O günlerin olmaması 
ya da görmemek dileğiyle...





5 Ocak 2014 Pazar

hayali sigara

Ben 
hayatımda 
hiç sigara içmeyen biriyim
Ama 
ne zaman sigara içtiğimi düşünsem,
son nefesi içime çektiğim
 gözümün önüne gelse
rahatlarım.
Hayat böyle garipliklerle doluymuş.
 



                                      

Ne Sen Sor Ne Ben Söyleyeyim

 Saçma sapan imkansız hayallerim var.
Birinden, başka birine atlıyorum,
Rüya içinde rüya görüyorum

Bir sigara, bir kahve, bir iç çekiş ile geçiyor bunlar. Dumanımı sevdiğim gibi sevebilir miyim seni? Seni düşünürken hayaline atlayabilir miyim? Saçmalayabilir miyiz, hayalleri gerçekleştirebilir miyiz? Gözlerine bakarken rüya sanabilir miyim?

Yook, hayır, olmaz öyle şey. Niye diye sorma sen. Ben de söylemeyeyim seni üzeceğimi. Söylemeyeyim bağlanamam kimseye diye. Giderim ben kalamam. Çok ağlarsın, çok üzülürsün sen, vazgeçemezsin. Sonra gün gelir; bakarım hiç bir elin senin ellerin kadar yakışmadığını görürüm ellerime. Çok severiz biz , çok gideriz, çok üzülürüz... demeyeyim işte!

Dumanımı, aklımı, kahvemi, ellerimi yalnız bırak sen en iyisi hiç kavuşamadan.
Niye diye sorma.
Ne sen sor ne ben söyleyeyim...