^^

25 Nisan 2014 Cuma

"Gitmeye cesaretin var mı?"


Sevgilim...

Nasıl isterdim bilemezsin, şu anda yanında olup her şeyi sana anlatmayı ve defalarca özür dilemeyi.  
Ne kadar oldu ben gideli bilmiyorum. Kim bilir ne kadar bensiz bıraktım seni. Sensiz kalmanın yarısı kadar zorsa bensizlik beni hiç affetmesen yeridir. Ama yine de hep diledim affetmeni. Anlatabilmenin bir yolu olsaydı, inan denerdim, cevapsız bırakmazdım. Ama bir yol bulamadım buna.
   Tek bildiğim yanında kalsaydım daha kolay olmayacaktı. Bana sordun ya "Gitmeye cesaretin var mı?" diye. Kalmaya cesaretim olsaydı; bir an olsun ayırmazdım yanağımı göğsünden. Göğsün cennetin provasıydı işte.
    Kapatma kapılarını, ilk defa aşık oluyormuş gibi sev. Biliyorum, sevmek kolay herkes için. Ama hiç yaralanmamış gibi sevmek ne kadar zor aslında.
    Ne kıyas, ne kin, ne beklenti olsun hayatında. 
    Aklının köşesinde olmak değil niyetim.Sadece gülümse arada. Benim köşem orada gizli çünkü...
Kendime iyi bak...

Geçen gece Okan Bayülgen' in programında  gördüm ilk kez bu filmi. Filmin adı "Kendime iyi bak." Fragmanındaki okunan şiir o kadar içime dokundu ki sürekli başa sararak dinleye dinleye artık ezberledim denebilir. Hani filme gittin mi diye sorarsanız eğer, gitmedim de, dinledim sadece.
Size de iyi dinlemeler :)

21 Nisan 2014 Pazartesi

ilk yıl dönümü

Bugün benim olmanın birinci yıl dönümü olurdu hala benim olsaydın.
Sonra yollarımız ayrıldı falan filan.
21 nisan!
Neyse diyeceklerim bu kadar.
Yaz da geliyor zaten.
Sen gelme o zaman.

afilli özlem

"Çocuklar ağlamasın, yağmur durmasın, sen de gitme"
Gitme bu gece yanımdan,
varlığın yeter mutluluğuma
ve en çok
seninle mutluyum ben.
Bakma patavatsızlığıma...
Özleme hastalığına yakalanmış bedenim;
her hücresıne kadar,
sesine
gülüşüne
bakışına
kokuna
tenine
...
Yoksa her zaman iyiyim yanında.
bilirsin.