^^

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Misafir~


En değerli misafirim, 

Bugün bıraktığın anılarınla boğuşuyorum odamda.. 
Sen düzenlemişsin her tarafı. 
Her taraf sen kokuyor,sen var gibisin aslında 
ya da ben senin hayalinle süsledim her tarafı.. 

Son nefesleri vericeğimiz güne kadar kalamadın. 
Oysa tahminimce otuz sene kalmıştı benim son nefesime. 

Bir yaşam vaad ettim ben sana,bu evin içinde. 
Kabul etmiştin. 
Meğer sen hep bu izbe evin penceresinden bakıyormuşsun. 

Ben seni elimden geldiğince ağarlamaya çalıştım. 
Yapamamışım. 
Bazen bu evi talan etmişiz o saçma sapan kavgalarla. 
Hala kırık dünlerin etkisi var bütün yarınlarda 
Sen bu evin karanlığı ile başedemedin sevgilim. 
Bense o karanlığın en ücra köşesinde yaşıyorum şimdi. 

Bavulunu toplamış misafirin ayaklarına kapanmak değer mi? 

Kapıları kilitlemeli mi bir yere kaçmasın diye sevgili 

Bu evi yıkma sevgilim. 
Ben burada yaşıyorum. 
Ben buradayım hep. 
Hep seni bekliyorum kapılar pencereler açık 
duvarlar yıkık 
ama yine ışık yok sen olmadıkça 
hala karanlık 

Dışarısı çok korkunç sevgilim gitme. 
Gitme,seni izlemek zor başka evlerin içinde. 
Başka düzenlerle. 
Başka aşklarda 
Başka sevgilerde 
Başka dudaklarda 

Sen başkalaştıkça

Seni kimse almadı benden ama alacaklı gözler var etrafta. 
Senin kalbin yabancılaştı şimdi insanlara. 
Ama biliyorum tanıdık birisi çıkacak o insanlar arasında. 
Seni benden kimse almadı 
ama beni benden sen aldın be sevgilim. 
İşine yaramam bırak beni. 

Bırak kırılmış kalbimi. 
Bırak umutlarımı. 
Bırak gülücüklerimi. 
Bırak yalan tebessümlerimi. 
Beni yalnız bırak bu evde ama sende ol içinde. 

Ben bu aşk sorumluluğunu üstlenemedim. 
Her şeyden çok sevmek yeterli olmuyormuş demek. 
Bilemedim. 
Gitmeni kabullenmeyi bilemedim. 
Hayatımın tadını kaçırdın,o yüzden tadını çıkarmayı bilemedim. 
Bu evi kendim yıkmayı bilemedim. 
"Başka evlerde senin mutluluğun" dediler taşınmayı bilemedim. 

En mutsuz olduğum anlarda sen olmadıkça Ağlamayı bilemedim. 

En gülünç esprilere kahkahalar atarken içten Gülmeyi bilemedim. 

Şimdi Tek bildiğim dışarıya baktığın pencerelerden seni izlemek 

Ya gel bu eve yeniden 
ya da git bu mahalleden 

Penceremdeki manzaram olma. 

Gözümdeki yaşlar olarak karış yağmurlara 

Terket bedenimi,ben terketmeden. 
Benim yarınım ol , umudum değil 

Gelirsen de hiç gitme. 
Benimle paylaş bu evi ve ev arkadaşım ol 

Misafirim değil...


Beta Berk Bayındır

16 Mayıs 2014 Cuma

Bir Kömür, Bir Ömür

#3günmilliyas
Soma/Manisa/TÜRKİYE
Ülkemizde, bi' kaç gün evvel Manisa'nın Soma ilçesinde yüreğimizi dağlayan maden patlaması oldu. Öncelikle oracıkta vefat edenlere,onlara,  Allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum.

Yüzlerce işçiye mezar olan Soma maden faciası sonrasında açıklama yapan Başbakan Erdoğan, ilk olarak dünyanın farklı ülkelerinde meydana gelen maden facialarını sıraladı. İngiltere’de 1862’de yaşanan ve  204 kişinin yaşamını yitirdiği kazayı hatırlatan Erdoğan, yaşanan faciaları “Olağan şeyler” sözleriyle özetledi. 
(kaynak; http://gundem.bugun.com.tr/ )

1862'de yaşanan olayı, 152 yıl sonra bizim ülkemizde yaşanmasını olağan bulan, ölüm bu mesleğin kaderinde diyen başbakanımıza sinirden gülelim mi, üzüntümüzden ağlayalım mı bilemezken duygu karmaşası içinde yas dönemi geçiriyoruz.

İşin aslı diğer tüm başımızdan geçen olaylar gibi bir kaç gün içinde unutulacak olma ihtimaline yanıyorum en çok. orada vefat eden 284 vatandaş, -ki sadece bize söylenen bu, kim bilir tam ne kadar?- can verdi. 284. Karısı hamile olanlar, gencecik çocuğunu toprağa veren anneler, binlerce akraba, yüzbinlerce yüreği kanlı insan.




Hele sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkarmaya çalışan abi hüngür hüngür ağlatmadı mı sizi?
Mahmut abinin karısı hamile önce onu çıkarın diyen başka bir abimiz...
Tüm Türkiye yaralıyız yine.

Yazacak yüzlerce şey var, ama söylenecek çok da söz yok. Allah yardımcımız olsun.
Tüm dünyadan bu olaya duyarlı olan insanlara teşekkürler...







Yinelerimde, Keşkelerimde, Düşlerimde Sen

Saat gece yarısını biraz geçmiş, ben yine seni düşünüyorum
Tüm vaktimi bununla harcıyorum.
Eğer seni düşünmek bir meslek olsaydı,
Emeklilik yaşı 90'a çıkarılsa yine sesimi çıkarmazdım.

Saat 3'e geliyor.   Ben yine uyku sersemi     Yine kulaklık-kahve   Yine aklımda sen.

Çok saçma geçiriyorum günlerimi...
Senin yanımda olmadığın her saniye çok saçma.

Gün doğdu, kuşlar uçuyor...
Ben ölü gibiyim yine.
Özlemden,
Göz yaşından ,
Ne yapacağını bilmezlikten bu halim.

Uyuyamıyorum,   İnsanın uyuması için huzur olması gerekirmiş, Ama sen yoksun.
Sensizim
Huzursuzum

Günler geçer, aylar geçer        Sen geçersin ömrümden       Ben senden geçemem yine

Yine bir günün şafak vakti
Görürüm hayal meyal yüzünü
Düşlerimden birinde mi,
Uyanık mıyım yoksa 
Belli olmaz
Yine bir umut kaplar içimi
Yine vazgeçemem senden.

Zaten ben senden ne zaman vazgeçtim ki?

Filmler izler, kitaplar okurum Baş kahramanları ikimiz diye düşünürüm.
Yazdığım tüm şiirler senin üzerine
Tüm somurtkanlığım senin eserin

Sen uzaktasın ve gidişinden bunlar, biliyoruz.

Olsun sen uzakta ve benden bihaber de olsan, Bırakma beni bahar yağmurum Aşığım galiba, hala, sırılsıklam...

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Yaşanmışlıklar ve Yaşanmamışlıklar...

Küçük bir kızken ailem ve bir kaç akrabam ile oturup "Babam ve Oğlum" izlemiştik. Tam emin değilim, 8-9 yaşlarında olmalıyım , 6-7 yetişkin 5 de çocuk vardı evde ama uyarılarla usluca oturmuştuk. Can alıcı sahnelere geldiğinde yine her zamanki gibi bizimkileri incelemeye koyuldum. Hüzünlenmişlerdi çoğu. Hatta benim duygusal  babam ağlarken hiç ağladığını görmediğim annemin gözlerinin dolmuştu. Aynı sahneleri izlerken neden biz küçükler ağlamıyorduk bilemiyorum.
Aynı yaşlarda "Issız Adam" ı da aynı şekilde izlemeye başlamıştık. Bazı sahneleri hızlı ilerleyerek geçsek de yine ağlayan kodaman in
sanların arasında kalmıştım. O zamanlar anlamaya çalışıyordum bu durumu.
Ta ki ergenliğe girip, her genç kız gibi aşk acısı çekinceye kadar. Klasik depresyonlara girip "Aşk Tesadüfleri Sever" izledim ve kaza sahnesinden sonra Şebnem Ferah'ın Hoşçakal şarkısı girince ben de ağlamaya başladım. Deli gibi ağladım ve ne zaman o filmi izlesem yine ağlarım.
Herhangi bir olayda verdiğimiz tepkiler, bakış açımız, düşüncelerimiz; her şey yaşanmışlıklarla alakalıymış meğersem.
Aile acısı çekmeyen anlayamaz diye başlık geçmiyor olabilir ama bunun çoğu zaman böyle olmadığı anlamına gelmiyor. 4 dakikalık bir şarkı sizi kendinizden geçirmesi için iyi kötü bir şeyler gerekli. Sen Kenan Doğulu- Bal Gibi , Duman- Haberin Yok Ölüyorum, Guns n Roses- Don't Cry vs dinlerken duygulanmak yerine "Saçma şeyler, değiştir şunu!" diye düşünüyorsan senin suçun değil sonuçta.
Anlayacağınız başınızdan geçen her şey aslında çok değerli. Tüm hatıralarınız! Hatırlamak istediklerinizle istemediklerinizle. Sizi siz yapan hissettikleriniz ve düşündükleriniz. Küçük bir çocuğun saflığıyla bakamazsınız duruma. Ve her şey zamanla alakalı.
Neyse; komedi filmleri izleyin işte

9 Mayıs 2014 Cuma

Milyon Kere Ayten

Ben bir Ayten'dir tutturmuşum oh ne iyi
Aytenli içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum
Şiirler yazıyorum ayten üstüne
Saatim her zaman ya Aytene beş var
Ya da Ayteni beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor.
Bana sorsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadın övmeyin yanımda gücenirim
Ayteni övecekseniz ne ala oturabilirsiniz
Bir kadeh de sizinle içeriz Aytenli
İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok Ayteni size bırakamam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayteni düşünürüm üşümem
Üç kere adını tekrarlarım karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere ik dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

2 Mayıs 2014 Cuma

Müzik Önerileri ♫

  • Guns n Roses- Don't Cry
  • Alicia Keys ft. Kendrick Lamar - İt's On Again
  • Bertuğ Cemil- Yağmur
  • Shakira-Empire
  • Cem Özkan- Dön Bana
  • Nirvana-Lithium
  • Arctic Monkeys-R U Mine?
  • Ayla Dikmen- Anlamazdın
  • Teoman- İstanbulda
  • Cem Adrian- Nereye Gidiyorsun?
  • Kenan Doğulu- Aşka Türlü Şeyler 
  • The Noise Grinders- Stuck At Home
  • Şebnem Ferah-Hoşçakal
  • Duman-Öyle Dertli
  • Paramore-Ain't It Fun
  • Fun- We Are Young
  • Tanju Okan- Kadınım
  • İlhan İrem-Anlasana
  • Sia-  Titanium
  • Nil Karaibrahimgil-Bu mudur?
  • Metallica- Nothing Else Matters
  • Eminem- Mocking Bird
  • Bruno Mars-İt Will Rain
  • Sezen Aksu- Seni Kimler Aldı?
  • Michael Jackson- The Way You Make Me Feel

Erkek Gözünden Aşk

Uzun zaman önce sevdiğim bir kız ve onun gözleri vardı. Gözleri vardı diyince çok saçma geliyor kulağa. Ama o gözler kimsede yoktu. Bir çift kahve çekirdeği gibi göz. Her duygusunu büyük harflerle gösterirdi gözleri. Sinirlenince ateş alır, şaşırınca büyür, korkunca; bakarsanız içiniz titrerdi.
     En çok mutluyken görmeyi severdim gözlerini, ışıl ışıl en masum haliyle. Dudaklarından saçma sapan kelimeler dökülür, ellerini nereye nasıl koyacağını bilmez; bazen saçlarıyla oynayıp bazen bacaklarlarına koyardı.
    Elmacık kemikleri çok çıkık değildi, ama gülümsediğinde yusyuvarlak toplanırdı yanakları, en güzel haliyle bakardı gözleri.
    Gözlerini görmeye korktuğum tek an onu ağlattığım andı. Daha önce ağladığını bir kez görmüştüm, duygusal bir film eşliğinde burnunu çekerek, hıçkırarak...
    Onu ağlattığımdaeşi benzeri olmayan bir acı hissetmiştim. O kahverengi küçük gözleri kızarmış, dolmuş biraz nefret biraz sevgiyle çaresizlikle bakıyordu. Her baktığımda içimi ısıtan gözleri şimdi canımı yakıyordu.
    Sesi titrek, omuzları düşük, saçları dağınıktı. Çatık kaşları suçlu hissettiriyordu ve ben ilk defa bu kadar suçluydum. 
    Gözleri vardı, her şeyden çok sevdiğim, kısa kirpiklerine iç geçirdiğim, makyajını kıskandığım, bakmaya kıyamadığım gözleri...