Şimdiki kavgalara kulak asmam ben mesela bana minicikken öğretildi Peygamber sevgisi de, Atatürk sevgisi de fazlasıyla. Bir de 10 yaşıma yeni basmıştım, annem Nazım Hikmet'in şiir kitabını aldı bana. Kitabı elime doğru uzatırken tembihlemişti;
"Biri sorarsa sen sadece şiirlerini seviyorsun."
10 yaşındayım, pek anlamlandıramıyorum sözlerini, neden kendisini sevmeyeyim?
Annem açıklamadı bana bir süre, ben elime geçen parayı biriktirip kitaplarını toparladım ordan burdan. Bunun sebebini 2-3 sene kadar sonra öğrendim. Yine annemin arkadaş ortamının içinde, konuşulan konu ise okunulan kitaplar, şairler, yazarlar ... Benim gözlerim fıldır fıldır haliyle. Nazım Hikmet diye bağırmak istiyorum onlara. Çantamın içine sıkıştırılmış kitaba göz ucuyla bakıyorum ama almaya cesaret edemiyorum. En sonunda
"Nazım Hikmet de iyi şair." dedim. Sessizce suratıma bakan kadınların gözlerinde tek tek gezerken "Okudunuz mu?" diye de ekledim. Hatice abla vardı bir tane, tebessüm etti,
"Yaşın biraz küçük değil mi okumak için?"
"Yoo, aklım gayet eriyor." dedim hırçınlıkla biraz. Hatice abla bana beni kırmadan anlatmak istiyordu,
"Onun vatan haini olduğunu biliyor musun peki canım?" Başımı çevirip anneme baktım.
"Vatan haini ne demek?" Her kafadan bir ses; ülkesinin yasalarına uymayan, ülkesini ezen, sevmeyen vs. yüzlerce şey uçuştu havada. Adını hatırlamadığım tombul bir kadın, ülkeden sürgün edildiğini söyledi. Kötü bir insan olmasa ülkeden sürgün edilir miymiş?
Aklım karıştı sustum bir süre. Ülkesini sevmeyen, ezen bir insan neden ülkesi üzerine böyle bir aşkla bu kadar şiir yazsın?
Biraz da annemden korkarak bir şey daha demeden baş salladım kabullenir gibi.
Eve gidince anneme patladım Nazım Hikmet öyle biri değil o muhteşem biri!
Annem yorgunlukla iç geçirdi zamanla anlayacağımı söyledi.
O yıl Cemal Süreya, Attila İlhan, Turgut Uyar, Necip Fazıl ve nicesini okudum. Aradan zaman geçti büyüdüm demeli biraz da. Yüzlerce şiir, yüzlerce öykü okudum. Binlerce sanatkarın sanatını tattım. Yetmedi Nazım Hikmet davalarını inceledim, hakkında yazılan kitapları karıştırdım, üzerine konu olan filmler izledim. O vatan haini ardından neden yazılar yazıldığını, neden şiirlere konu olduğunu, filmler çekildiğini anlamadım. Vatan hainiyse olmazdı bunlar. Ya insanlar salaktı ya ben. Ama Nazım Hikmet'in öyle biri olduğuna bir an bile inanamadım. Romantik Komünistdi ve benim çocukluğumun kahramanıdır kendisi. Mavi gözlü devdi. Muhteşem biri değildi, hataları vardı herkes gibi.
Kısacası, zaman da geçti, ben de büyüdüm ama anlamadım anneciğim.
Teşekkürler onu bana tanıttığın için.
Ben bir insan,
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.
Nâzım Hikmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder